29 Ağustos 2016 Pazartesi

Şifa niyetine...

  Bugün mantar, bakteri ve virüs kaynaklı hastalıkları doğal yöntemlerle nasıl daha hafif atlatabileceğimizi veya kendimizi koruyabileceğimiz anlatmaya çalışacağım. Temizlik en önem vermemiz gereken konulardan fakat temizlik deyince ağır kimyasallarla, çamaşır sularıyla temizlikten bahsetmiyorum. Ağır kimyasallar zararlı ve yararlı bakterileri beraberce öldürdükleri için aslında zararlı bakterilere üreyebilecekleri yer açmış olurlar yani doğal dengeyi bozarlar bu sebeple en güzel temizlik, sirkeli suyla yapılandır, faydalı bakterileri öldürmeden evinizi, işyerinizi temizlerseniz zararlı mikropların üremesini bir nebze azaltmış olursunuz, halı koltuk gibi toz tutan eşyalarında arada su ve sabunla temizliği de çok önemli. Kendi temizliğimiz için de gene ağır kimyasallar değil bitkisel sabunlar, bitkisel şampuanlar kullanabiliriz özellikle paraben içermeyenlerden. Beden temizliği de vücudumuzdaki bakteri mantar dengesini bozmamak adına çok önemlidir.
     Aynı şekilde yediğimiz yiyecekler içtiğimiz sular da bu dengeyi bozmayacak şekilde olmalı. Peki dengeyi sağlamak hatta faydalı bakterileri artırıp zararlıları azaltmak için neler yapılabilir? Öncelikle hazır, işlenmiş bayat gıdalardan vazgeçeceğiz besin değeri olmayan şeyleri yememeye özen göstermeliyiz. Ev yemekleri çok önemli, fast fooddan olabildiğince uzak kalmalıyız, çünkü ağır sosları karışık içeriğiyle sindirim sistemine zarar verebiliyor, sindirim sistemindeki aksaklıklar bütün vücudun dengesini bozabilir. Mevsim meyve ve sebzeleri genelde vücudumuzun en çok ihtiyaç duyduğu vitamin mineralleri içerir bunları takip edelim, her mevsim aynı şeyleri yemek yerine Allah'ın yarattığı farklı yiyeceklerde şifa olduğunu unutmayalım; farklı meyve sebzeler Allah'ın hükmüyle yalnızca bir dönemde çıkıyor topraktan; bu düzeni bozup herşeyi kafamıza göre tüketmek bence çok doğru değil. Onun dışında sindirim sistemini desteklemek adına yoğurt çok önemli, kefirde öneriliyor fakat denemeye fırsatım olmadı. Şekerli yiyecekler ne yazıkki bağırsaklarınızdaki kötü mantarları artırıyor, bu da egzama, el ayak mantarı veya başka rahatsızlıklar olarak siz de görülebiliyor tabi siz geçici çözümlere yöneliyorsunuz ama mesele beslenmeyi değiştirmekte, şekerden özellikle de hazır şekerli yiyeceklerden uzak durmalıyız. Hazır paketli olanlar özellikle sentetik aromalar ve koruyucularla beraber vücudumuzun sindiremeyeceği fakat devamlı tüketmek isteyeceği şekilde üretiliyorlar. Devamlı bunları tükettiğimizde hem sindirim sistemindeki denge bozuluyor hem de yeterli vitamin mineralleri alamadığımız için hastalıklar başlayacak, sentetik aromaların sentetik kokuların ve mantarların vücudumuzda çıkardığı toksinlerin etkisiyle psikolojik rahatsızlıklar da yaşamaya başlayacağız. Mısır şurubunun karaciğere alkol kadar zarar verdiğini anlatan Amerikalı bir profesörün seminerini dinledim, tabi bunları heryerde göremezsiniz çünkü büyük bir endüstri gıda endüstrisi ve pek müsaade edilmiyor zararlı diyenlere. Bu büyük pazarda bizler sadece sorgulamadan tüketmesi gereken hastalanınca da yemekle ne alakası var canım deyip ilaç endüstrisinin eline düşen insanlar olmalıyız. Ama böyle olmaması bizim elimizde, marketten ne aldığımıza ne yediğimize Allah rızası için dikkat edelim. 
      Bize bu bedeni ve sağlığı veren Allah'a çok şükür, bunu korumak için çaba sarfedelim, yediğimize içtiğimize helal olup olmadığına azami dikkat edelim. Çünkü haram olan yiyecekler bizim sağlığımız için faydalı olamaz. Bizi Yaradan Allah fıtratımızı bizden iyi bilir unutmayalım. Mantar ve bakterileri dengede tutmak içinse, karbonatlı su çok güzel bir nimet hem içme suyunuza bir çay kaşığı ekleyerek alkali su içmiş olursunuz hem de bakteri enfeksiyon mantar olan bölgede karbonatlı suyla rahatlama sağlayabilirsiniz. Kaşıntıları azaltması anlamında da çok faydalı, bizzat denemiş biri olarak söylüyorum. Bunun dışında bağırsak düzenleyici olarak bir tatlı kaşığı elma sirkesi çok az bal ve bir bardak suyu karıştırarak kullanabilirsiniz. Şifa niyetine ve aç karnına içildiğinde daha faydalı olacaktır. Gene benim çok sevdiğim böbrek ağrılarıma çok iyi gelen limonlu suyu da unutmayayım, aç karnına içtiğinizde hem zindelik hem de böbrekleri temizleme özelliği olan limonlu suyu bir dilim limon ve bir bardak suyla hazırlayabilirsiniz. Doğadan doğal olan herşey bizlerin şifası için var neyi ne zaman nerde kullanabileceğimizi öğrenirsek daha sağlıklı bir hayat hayal değil. Verdiğimiz bilgiler şifa olsun, sağlıklı günler :)

10 Ağustos 2016 Çarşamba

Kadın hastalıklarına bitkisel çözüm

     Pek çoğunuz İbrahim Saraçoğlu hocayı tanıyorsunuz, tv programlarında sıkça kürlerini açıklıyor, Allah razı olsun pek çok kişiye ve bana da şifa vesilesi oldu diyebilirim. Bugün kadın hastalıklarına önerdiği soğan kürünü anlatmaya çalışacağım. Adet düzensizlikleri, kistler, akıntılar ve iltihaplar için doğal bir ilaç ayrıca bütün kadınlar sağlıklı olsalar dahi korunmak için yapabilirler. Bir de dipnot pek çok çocuk isteyen hanım yukardaki sıkıntılar yüzünden hamile kalamamakta, bu kürden sonra hamile kalan pek çok hanım var, aslında ben de bu kürden sonra hamile kaldım sayılır fakat yapma amacım adetlerimi düzenlemek ve adet öncesi sendromlarımı en aza indirmekti. Ama ben çocuk sahibi olmam için de yumurtalık ve rahmimi temizlediğine inanıyorum, çünkü ciddi miktarda akıntım oldu kür süresince, ve iki ay üstüste yaptıktan sonra tekrar yapmadım aradan 3 sene geçmiş, fakat arkadaşlarımla paylaştığım bu şifa vesilesi kürü sizlerle de paylaşmak istedim.


      Öncelikle adet tarihinizin tahmini gününü biliyorsanız bugünden 15 gün öncesinde başlamanız sizler için daha faydalı olacaktır. Çünkü kür 15 gün sürüyor ve bittiğinde adetle vücudumuzun temizlenmesi daha etkili olacaktır. Bildiğimiz yemeklere kullandığımız kahverengi soğanı soyup dörde bölüp, büyük bir bardak klorsuz suya (ben hazır su kullandım hep) ekleyip biraz kaynatıyoruz ben bu aşamada ağzını kapatıyorum tencerenin ki faydalı maddeler uçup gitmesin. Sonra soğanları süzüp suyunu ılıkken içiyoruz. Bunu sabah akşam aç karnına içiyorsunuz. Eğer aç karnına içemezseniz tok da olur fakat çoğu kür aç karnına daha faydalı ve etkili oluyor benden söylemesi. Kesinlikle ağız kokusu yapmıyor işe giderken de içebilirsiniz yani, iştahı kapatıyor özellikle tatlı yiyeceklere karşı. Bu da bence çok önemli çünkü pek çok pko hastasının en önemli sorunlarından biri de kilo vermek. Aynı şekilde fazla kilolar da pek çok hastalığa sebep oluyor. Ben bu kürü uygularken diyet falan yapmadan 1,2 kilo verdiğimi hatırlıyorum özellikle göbek bölgesinden. Hergün taze olarak hazırladığınız soğan kürünü 15. günde  bitiriyorsunuz. Adet gününüz değişebilir hiç korkmayın bende de olmuştu sonraki ay ne zaman yapacağımı şaşırmıştım. Önceki hesabıma göre bu sefer 10gün öncesinden başladım. Saraçoğlu hocam öyle tavsiye ediyor, ikinci defa yapacaksanız 10 gün sürecek. Bu 10 günde aynı şekilde sabah akşam kaynatarak hazırladığımız soğan suyumuzu içiyoruz. Ben ikinci aydan sonra yapmadım şikayetlerim, adet düzensizliğim çok şükür bir iki ay içinde düzeldi ve adet öncesi sinirli, gergin, halsiz olan ben bunları yaşamamaya başladım çok şükür.       Hiç bir hastalık dermansız değil yeter ki Allah'ın bizler için yarattığı herşeye dikkatli bakalım, hepsine önem verelim. Rahim şekline benzeyen bir soğanı, inciri farkedelim. Allah bunları boşuna yaratmış olamaz. Aynı şekilde Saraçoğlu hocamın incir kürü de hamile kalmayı kolaylaştıran bir kür fakat yapmadım ama kesinlikle faydalı olacağına inanıyorum. Hepinize sağlıklı günler dilerim, sorularınızı burdan veya facebook sayfamdan sorabilirsiniz. Facebook sayfama burdan ulaşabilirsiniz.