26 Aralık 2015 Cumartesi

Çocuk ve şiddet

    Bir çocuk dövülmeyi sövülmeyi hakedecek ne yapmış olabilir? İşkence edilecek kadar ne fenalık yapmıştır? İnsanlar birkaç gündür işkenceci üvey anneyi konuştu, gördüğümden beri dua ettiğim miniklerin aslında bu olayı bir süre önce yaşadıklarını ve şimdi daha iyi olduğunu öğrendim facebookta. Bu bile birazcık hafifletti yükümü. Bu yük hepimizin omuzlarındaydı, o çocukların sesini nasıl duymamıştık? Komşuları akrabaları nerdeydi bu yavruların, deve kuşu gibi kafayı kuma gömünce sorumluluğumuzun kalmadığını sanıyoruz herhalde toplum olarak. Görmedim duymadım bilmiyorum.
    Konu sadece o yavrular değil konu toplum, konu insan, konu çocuk, konu şiddet. Çoğumuz kavgalarla, hakaretlerle, tokatlarla erken tanıştı benim gibi; kiminiz daha şanslıydı okulda, sokakta tanıştı şiddetle. Kiminiz baba evinde görmediği şiddeti koca evinde gördü. Şiddetin hertürlüsü kötü elbette ama bazılarımız bu çocuklar gibi psikopatların elinde büyüdü. Nasıl geçti o günler, yıllar bilinmez ama o iç yarası hiç geçmezmiş gibi geliyor. O değersizlik, o haksızlık duygusu niye ben sorusu çıkmaz sanki akıllardan. Hepimiz niye ben diyoruz en ufak sorunda, bu çocukların bu soruyu sormaya en çok hakkı var. Bu işkence kendime evladıma yapılmadı ama yapılabilirdi de bunu bilmek durumun ne olduğunu anlatır size, psikopatlar yetiştiren bir toplum olduk ve bu psikopatlar işlerini sessizce görürken kimse engel olmuyor. Okul yurdunda şiddet, engelliye şiddet, huzurevinde şiddet, çocuğa şiddet, kadına şiddet! Nedir bu çılgınlığın sebebi? Neyi unuttuk biz toplum olarak? Yardımlaşmayı, selamlaşmayı, komşunun kapısını çalmayı, bir tabak yemek götürmeyi, çevremizde veya uzağımızda ihtiyacı olanlara el uzatmayı. Herkesin yapabileceği birşey varken hiç bulaşmayalım demek çok kolay değil mi? Birine yardım etmek demek kendine yardım etmek demek çünkü bu toplumda, bu dünyada yaşıyoruz hepimiz ve yarın hangi duruma düşeceğimizin garantisi yok. Ölünce herşeyin yok olup gideceğini düşünüyoruz belki de ne yazık ki öyle değil, aldığımız her nefesin yaptığımız her iyiliğin, her kötülüğün hesabı verilecek.
    Yaptığınız iyilikler belki size yeni ufuklar yeni mutluluklar yeni kapılar açacak bunları da düşünün, bir yetimin bir öksüzün halini sorduğunuzda ufacık bir gülümsemeye sebep olduğunuzda insan olduğunuzu hissedeceksiniz belki de. Kendi yaralarınızı saracaksınız başkalarının yaralarına merhem olurken. Çünkü kimse dertsiz değil bu dünyada ama birbirimize ihtiyacımız var, biz yardım bekleyenlerin sessiz çığlığını içinden haykırışlarını duyalım. Duymadığımız da işte bütün ülke olarak biz ne yaptık nerdeydik, nasıl görmedik de bu yavrucuklar bu hallere düştü diyebiliriz daha pek çok olayda. O yüzden zalimin eline fırsat vermemek için lütfen koruyalım kollayalım arayalım bulalım ihtiyaç sahiplerini, öksüzleri, yetimleri, hastaları, darda kalanları, yolda kalanları. Kur'an'da böyle emretmiyor mu bize? İyilikler çoğalsın ki zalimlerin oyun alanı olmasın bu dünya. Haksızlık karşısında susmayalım görmezlikten gelmeyelim; zalimin, şeytanın ortağı olmayalım. Allah kalplerimize merhamet versin, hayırlı işlerde yarışanlardan eylesin, hayırlı günler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder